İnternet'in Tarihçesi

Eyl 07, 2013
Giriş

Internet'in ortaya çıkısı Amerikan Federal Hükümeti Savunma Bakanlığı'nın araştırma ve geliştirme kolu olan "Savunma İleri Düzey Araştırma Projeleri Kurumu"na (DARPA - Defense Advanced Research Project Agency) dayanır. 1969'da çeşitli bilgisayar ve askeri araştırma projelerini desteklemek için Savunma Bakanlığı ARPANET adında paket anahtarlamalı bir ağ tasarlamaya başladı. Bu ağ, ABD'deki üniversite ve araştırma kuruluşlarının değişik tipteki bilgisayarlarını da içererek büyüdü. 1973 yılında, ağ için bir protokol seti geliştirmek amacıyla Stanford Üniversitesi'nde - daha sonra BBN (Bolt Beranek ve Newman)'in ve University College, London'in da dahil olduğu - bir internetworking projesi başlatıldı. 1978'e kadar "İletim Kontrol Protokolü"nün (TCP - Transmission Control Protocol) dört uyarlaması geliştirildi ve denendi. 1980'de bu küme sabitleşti ve ARPANET'e bağlı bilgisayarlar arasındaki iletişimi kolaylaştırdı. 1983'te tüm ARPANET kullanıcıları İletim Kontrol Protokolü/Internet Protokolü (TCP/IP) olarak bilinen yeni protokole geçiş yaptılar. O yıl TCP/IP, ARPANET'i de içeren Savunma Bakanlığı Internet'inde kullanılmak üzere standartlaştırıldı. ARPANET, Haziran 1990'da kullanımdan kaldırıldı. Yerini ABD, Avrupa, Japonya ve Pasifik ülkelerinde ticari ve hükümet işletimindeki omurgalar (backbone) aldı. ARPANET'in kaldırılmasına rağmen, TCP/IP protokolü kullanılmaya devam etti ve gelişti. Şimdi bu kısa özeti biraz daha açarak anlatalım.
İnternet, bilgisayar ve haberleşme dünyasını daha önce hiç görülmedik bir şekilde etkilemiştir. Telgraf, telefon, radyo ve bilgisayarın icadı ile bu hizmetler entegre hale getirilmiştir. İnternet, dünya çapında bir yayın özelliği, bilgilerin paylaşımı için bir mekanizma ve coğrafi yerlerinden bağımsız olarak bilgisayarları birbirine bağlayan bir ortamdır.
İnternet, önemli yararlar sağlayacak yatırımlara ve araştırma ve bilgi altyapısını geliştirme için yapılan vaatlere en güzel örneği teşkil eder. Paket anahtarlama konusunda başlayan ilk araştırmalarla birlikte Amerikan hükümeti, endüstri ve akademik kuruluşlar bu yeni teknolojiye büyük ilgi gösterdiler. Günümüzde sıkça rastladığımız "metehan@itu.edu.tr" veya "http://www.itu.edu.tr" gibi terimler artık insanların ortak dili olmaya başlamıştır.
İnternet'in gelişim tarihçesi 4 farklı noktaya dayanır. Birincisi paket anahtarlama konusundaki araştırmalar sayesinde teknolojik gelişmeler, ARPANET ve bilgi altyapısının boyutlarını ölçekleme, performans ve yüksek seviye fonksiyonelliği gibi noktalara çekme isteğidir. İkinci nokta, yönetim bazında global ve karmaşık bir bilgi altyapısı gereksiniminin görülmesidir. Üçüncüsü, toplumsal açıdan teknolojik gelişmenin sağlanması ve büyük bir haberleşme ağının kurulması gereksinimidir. Dördüncü nokta ise, geniş bir bilgi altyapısı içinde araştırma sonuçlarının etkin bir şekilde paylaşımını sağlamak amacında olan ticari bakıştır.
Internet günümüzde genel olarak Ulusal Bilgi Altyapısı adı verilen yaygın bir bilgi altyapısının pro-tipi durumundadır. İnternet'in tarihi oldukça karmaşıktır ve teknolojik, yönetimsel ve toplumsal bakış açılarını içerir. Dolayısıyla İnternet'in etkisi sadece bilgisayar haberleşmesinin teknik alanları ile sınırlı kalmayıp toplum yaşayışına da yansımıştır.

İnternet'in Temelleri

Bilgisayar ağları sayesindeki toplumsal etkileşim konusu üzerinde ilk tanımlamalar, MIT (Massachusetts Institute of Technology)'den J.C.R. Licklider tarafından 1962 Ağustos' unda yazılan makaleler ile yapılmıştır. Bu makaleler "Galactic Network" kavramını inceler. Bu makalelerde, insanların bulundukları yerlerden bağımsız bir şekilde bilgiye çabuk bir şekilde erişebilmeleri ve bilginin paylaşımı tasavvur ediliyordu. Bu yaklaşım, bugünkü İnternet ile büyük bir paralellik gösteriyordu. Licklider, Ekim 1962'de DARPA(Defense Advanced Research Projects Agency)'da başlayan bilgisayar araştırma programının ilk yöneticisidir. DARPA'da bulunduğu süre içinde haleflerinden Ivan Sutherland, Bob Taylor ve MIT araştırmacılarından Lawrence G. Roberts'i bilgisayar ağlarının önemi konusunda ikna etmeyi başarmıştır.

MIT' den Leonard Kleinrock , paket anahtarlama teorisi ile ilgili ilk makaleyi Temmuz 1961'de, ilk kitabı ise 1964'te yazmıştır. Kleinrock, bilgisayar haberleşmesinde paket anahtarlama kavramının devre anahtarlamaya göre daha etkin bir çözüm olduğu konusunda Roberts' i ikna etmeyi başarmıştır. Bu olay, bilgisayar ağlarına doğru giden yolda önemli bir adım olmuştur. Diğer bir önemli adım da bilgisayarların birbirileri ile haberleşmesini sağlamak olmuştur. Bunu denemek için 1965'te Roberts, Thomas Merrill ile birlikte Mass.'taki bir TX-2 bilgisayarı ile California'daki bir Q-32 bilgisayarını düşük hızlı dial-up telefon hattı üzerinden birbirileri ile haberlestirmeyi başarmıştır. Bu kurulan ilk genis-alan(wide-area) bilgisayar ağı olmuştur. Bu deney göstermiştir ki, zaman-paylaşımlı bilgisayarlar birbirileri ile iyi bir sekilde çalışabilmekte ve verilerini paylaşabilmektedir. Devre anahtarlamalı telefon sistemleri ise bu iş için uygun değildir. Kleinrock paket anahtarlama konusundaki gereksinimi kabul ettirmiştir.

1966'da Roberts, DARPA'da bilgisayar ağları kavramını geliştirdi. 1967'de planlarını ARPANET adı altında yayınladı. Makalesini anlattığı konferansta paket anahtarlama konusunda NPL'den Donald Davies ve Roger Scantlebury tarafından yazılmış başka bir makale daha tanıtıldı. RAND grubu adındaki başka bir araştırma grubu da askeri alanda güvenlik için paket anahtarlamalı ağlar konusunda 1964'te bir makale yazmıştır. 1961-1967 yılları arasında MIT'te, 1962-1965 yılları arasında RAND'ta ve 1964-1967 yılları arasında da NPL' de paket anahtarlama konusunda birbirinden habersiz paralel çalışmalar yapılmıştır. "Paket" sözcüğü NPL' deki çalışmalarda ortaya çıkmıştır.
ARPANET tasarımındaki hat hızı da 2.4 kbps'ten 50 kbps'e yükseltilmiştir. Ağustos 1968'te Roberts ve DARPA üyeleri, ARPANET konusundaki spesifikasyonları netleştirdikten sonra DARPA tarafından Interface Message Processors(IMP) adı verilen ilk paket anahtarlarını tanıtan bir RFQ yayınladı. RFQ, Aralık 1968'te Frank Heart liderliğinde Bolt Beranek ve Newman(BBN)'de kabul gördü. BBN ekibi IMP'ler üzerinde çalışırken Bob Kahn, ARPANET'in mimari tasarımında önemli bir rol oynamıştır. Ağ topolojisi ve ekonomisi, Roberts ile birlikte çalışan Howard Frank ve Network Analysis Corporation ekibi tarafından tarafından tasarlanmış ve optimize edilmiştir. Ağ ölçüm sistemi ise UCLA'da Kleinrock'un ekibi tarafından hazırlanmıştır.

Kleinrock'un paket anahtarlama teorisini geliştirmesi ve bu konu üzerindeki analiz, tasarım ve ölçümleri nedeniyle UCLA'daki Ağ Ölçüm Merkezi(Network Measurement Center) ARPANET'in ilk düğümü olarak seçilmistir. Eylül 1969'da tüm bu çalışmalar bir araya getirilerek BBN ilk IMP'yi UCLA'da kurmuş ve ilk bilgisayar ağa bağlanmıştır. Stanford Research Institute(SRI)'den Doug Engelbart'in "Augmentation of Human Intellect" isimli projesi ikinci bir düğüm olmuştur. SRI, Ağ Bilgi Merkezi'ni Elizabeth Feinler ile desteklemiş, adres dönüşümü için gerekli tabloları tutmuş ve RFC'leri sağlamıştır. SRI, ARPANET'e bağlandıktan sonra ilk host-to-host mesaj, Kleinrock'un laboratuarından SRI' ya gönderilmiştir. İki yeni düğüm olarak UC Santa Barbara ve Utah Üniversitesi de bağlanmıştır. Bu iki yeni düğümde değişik uygulamalar ağ üzerinde gerçeklenmiştir. 1969'larin sonunda 4 bilgisayar ilk ARPANET'i oluşturmuş oldu. Böylece İnternet'in ilk tomurcuğu yeşermiş oldu. Bu ilk günlerde bile bilgisayar ağları altyapısı ve ağların nasıl kullanılacağı konusunda sorular belirmişti. Bugün de yine bu konu üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

İlerleyen yıllarda bilgisayarlar hızla ARPANET'e bağlanmıştır ve Host-to-Host protokolü ve diğer ağ yazılımları üzerinde çalışmalar devam etmiştir. Aralık 1970'de Ağ Çalışma Grubu(NWG), S. Crocker liderliğinde Network Control Protocol(NCP) adı verilen ilk ARPANET Host-to-Host protokolünü tamamladı. 1971-1972 yıllarında ARPANET siteleri NCP'yi yükledikten sonra ağ kullanıcıları uygulama geliştirmeye başlamıştır.
Ekim 1972'deki Uluslararası Bilgisayar Haberleşmesi Konferansında ARPANET'in çok başarılı bir sunumu Kahn tarafından yapılmıştır. Bu yeni ağ teknolojisinin ilk tanıtımı idi. Yine 1972'de ilk uygulama olan "elektronik posta" hizmeti de tanıtıldı. Mart ayında BBN'den Ray Tomlinson, e-mail için mesaj gönderme ve alma programlarını yazdı. Daha sonra Roberts, buna ek olarak bazı yeni uygulamalar(list, file, forward, respond gibi) geliştirmiştir. Bundan dolayıdır ki e-mail en yaygın ağ uygulamasıdır. Bu olay, bugün gördüğümüz pek çok farklı uygulamanın da habercisi olmuştur (WWW gibi).

İlk Internet Kavramları

İlk ortaya çıkan ARPANET, büyüyerek İnternet olmuştur. İnternet, pek çok farklı tasarıma sahip birbirinden bağımsız ağların varlığı fikrine dayanır. Paket anahtarlamalı ağ olan ARPANET ile başlayan süreç daha sonra paket uydu ağları, yer tabanlı paket radyo ağları ve diğer ağlar ile devam etmiştir. Bugünkü İnternet, açık mimarili ağ adı verilen bir kavrama dayanır. Bu yaklaşıma göre herhangi bir ağ teknolojisinin seçimi, özel bir ağ mimarisi ile sınırlanamaz, kullanıcı tarafından serbestçe seçilebilir ve diğer teknolojilere de uygun hale getirilir. Bu yeni teknolojinin ortaya çıktığı yıllarda kullanımda olan teknoloji devre anahtarlama idi. Yukarıda da belirtildiği gibi Klienrock, paket anahtarlamanın çok daha iyi bir yöntem olduğunu ispatlamıştı.
Açık mimarili bir ağda, ayrı ayrı her ağ bağımsız olarak tasarlanabilir ve üretilebilir. Ayrıca her biri kendine özel bir ara yüze sahip olabilir. Her ağ, özel bir ortama ve kullanıcı isteklerine göre tasarlanır. Genel olarak ağların tipi ve coğrafi konumları konusunda bir sınırlama yoktur ancak bazı özel kısıtlamalar olabilir.
Açık mimari kavramı ilk olarak 1972'de Kahn tarafından ortaya atılmıştır. Bu çalışma paket radyo programının bir parçası idi ve "Internetting" olarak adlandırılmıştır. Bu aşamada NCP'de bazı eksiklikler görülmüştür. NCP'nin end-end güvenilirliği sağlamadığı görüldü. Baz paketlerin kaybolduğu zaman protokol ya da uygulamalar hata mesajı vermelidir. Bu modelde ise NCP'nin böyle bir özelliği yoktur. Mevcut tek ağ ARPANET olduğundan ve hata ihtimali de az olduğundan buna ihtiyaç duyulmamıştır.

Bundan dolayı Kahn, açık mimarili ağları destekleyecek şekilde yeni bir protokol geliştirmeye karar vermiştir. Bu protokol TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol)'dir. NCP daha çok bir cihaz sürücü programı gibi iken bu protokol bir haberleşme protokolü gibidir. Kahn'in ilk düşüncelerinde dört önemli kural vardı:
  • Her bağımsız ağ, herhangi bir değişikliğe gerek duyulmadan İnternet'e bağlanabilmelidir.
  • Ağlar arası haberleşme en iyiye gayret(best effort) ilkesine dayanır. Bir paket hedefe ulaşmamışsa kaynak tarafından tekrar gönderilmelidir.
  • Ağları birbirine bağlamak için daha sonra geçit(gateway) ve yönlendirici(router) adı verilecek olan siyah kutular kullanılacaktır.
  • Uygulama düzeyinde global bir kontrol yoktur.
  • İşaret edilmesi gereken diğer önemli noktalar ise şunlardır:
  • Kaybolan paketlerin haberleşmeyi kesmemesi ve bu paketlerin yeniden gönderilmesi.
  • Host to host "pipelining" ile aynı anda pek çok paketin gönderilmesi.
  • Paketlerin yönlendirilmesi için geçit fonksiyonları. Bunlar IP başlıkları, paketlerin küçük parçalara ayrılması gibi fonksiyonlardır.
  • Uçtan uca hata kontrolü. Paketlerin birleştirilmesi ve parçalanması.
  • Global adresleme gereksinimi.
  • Host to host akış kontrolü için teknikler.
  • Değişik işletim sistemleri için ara yüzler.

1973'de Kahn, Vint Cerf ile ortak çalışma yaparak TCP/IP'nin detaylarını belirlemiştir. Bu ortak çalışmadan şu neticeler çıkmıştır:
İki proses arasındaki haberleşme uzun bir sekizli akışını(stream) içerir.
Sekizlinin akış içindeki yeri onu tanımlamaya yeter.
Akış kontrolü kayan pencereler ve acks'lar ile sağlanır.
Hedef ve kaynağın hangi pencere parametreleri üzerinde anlaşacağı açık bir noktadır.
Başlangıçta ARPANET gibi küçük boyutlarda ağlar düşünüldüğünden 32 bitlik bir IP adresinde ilk 8 bit ağı kalan 24 bit ise ağdaki makineleri simgelemek için kullanılmıştır. Bu durumda 256 farklı ağ adreslendirilebilir. 1970'li yılların başlarında bu sayı yeterli olarak görülmüştür.

TCP ile ilgili ilk uygulamalarda sadece görüntü devrelere(virtual circuit) izin verilmiştir. Bu model dosya transferi ve uzak sistemlere bağlanma konusunda iyi sonuçlar verdiği halde daha ileri düzeydeki uygulamalarda paket kayıpları TCP tarafından düzeltilememektedir ve bu işlem uygulamaya bırakılmıştır. Bunun üzerine TCP protokolü IP ve ayrı TCP olarak iki farklı protokole ayrılmıştır. IP, adresleme ve yönlendirme fonksiyonlarını gerçeklerken TCP, akış kontrolü ve hata düzeltme fonksiyonlarını gerçekler. TCP fonksiyonlarına gerek duymayan uygulamalarda IP servislerine doğrudan erişim için alternatif bir protokol olan UDP(User Datagram Protocol) eklenmiştir.

İddiaların İspatı
DARPA, Stanford(Cerf), BBN(Ray Tomlinson) ve UCL(Peter Kirstein) ile TCP/IP için üçlü bir çalışma yapmıştır. Cerf liderliğindeki Stanford ekibi detaylı spesifikasyonları belirlemiş ve TCP'nin üç ayrı bağımsız uygulamasını üretmiştir.

Bu olay, İnternet kavram ve teknolojilerinin çok uzun sürecek geliştirme ve deney sürecinin başlangıcı olmuştur. İlk üç ağ olan ARPANET, Paket Radyo ve Paket Uydu ağları ve bunların araştırma ortamları gerekli deneyler için uygun bir zemin hazırlamıştır.

TCP'nin ilk uygulamaları, Tenex ve TOPS 20 gibi zaman paylaşımlı büyük sistemler üzerinde yapılmıştır. Masaüstü bilgisayarlar ortaya çıkmaya başladığında bazıları TCP yazılımının kişisel bir bilgisayarda koşturulamayacak kadar uzun ve kompleks olduğunu savundu. Bunun üzerine MIT'ten David Clarck ve ekibi çok daha basit ama istenilenleri gerçekleyen bir TCP versiyonu çıkardı. Önce, Xerox PARC tarafından üretilen ilk kişisel iş istasyonu olan Xerox Alto üzerinde bir TCP uygulaması geliştirdiler. Ardından bunu bir IBM PC üzerinde de uyguladılar. Böylece zaman paylaşımlı sistemlerle beraber iş istasyonlarının ve kişisel bilgisayarların da İnternet'e bağlanabileceği ispatlanmış oldu. 1976'da Kleinrock, ARPANET ile ilgili ilk kitabını çıkardı. Bu kitapta daha çok protokollere yer veriliyordu. Bu eser, anahtarlama kavramının topluma anlatılmasında önemli rol oynadı.
1980'li yılların başında LAN' ların, PC' lerin ve iş istasyonlarının yaygınlaşması İnternet' in de büyümesine yol açtı. Şu an İnternet'te, 1973 yılında Xerox PARC' tan Bob Metcalfe tarafından geliştirilen Ethernet teknolojisi, en çok kullanılan ağ teknolojisidir. En çok kullanılan bilgisayarlar da PC'ler ve iş istasyonlarıdır. İlk ARPANET modeli olan zaman paylaşımlı büyük bilgisayarlardan oluşan az sayıdaki ağdan daha çok sayıdaki ağa geçiş, alt yapıda da bazı değişiklik gereksinimlerini doğurmuştur. Bu nedenle üç değişik ağ tipi tanımlanmış ve A, B, C sınıfı olarak adlandırılmıştır. A sınıfı ağlar, ulusal boyuttaki büyük ağlardır (çok sayıda bilgisayardan oluşan az sayıda ağ). B sınıfı ağlar bölgesel, C sınıfı ise yerel alan ağlarını (az sayıda makineden oluşan çok sayıda ağ) temsil eder.
Ağlar büyüdükçe ve bilgisayar sayısı arttıkça nümerik adresleri akılda tutmak zorlaştığından makinelere simgesel isimler verilmiştir. Bu amaçla Domain Name System (DNS), Paul Mockapetris tarafından ortaya atılmıştır. Bu sistem ile isimler adreslere dönüştürülür.

İnternet'in büyümesi başlangıçta kullanılan yönlendiricilerde ( router) de sorunlar çıkmasına neden oldu. İlk olarak tasarlanan yönlendiriciler, dağıtılmış bir algoritma ile yönlendirme işlemini gerçekleştiriyorlardı. Ancak bilgisayar sayısı arttıkça bu algoritma yetersiz kalmaya başladı. Bunun üzerine hiyerarşik bir algoritma geliştirildi. Bu yeni düzenlemeye göre İnternet'e bağlı her bölgede IGP (Interior Gateway Protocol) protokolu kullanılmaya başlandı. Bu bağımsız bölgeler de EGP (Exterior Gateway Protocol) protokolü ile birbirine bağlandı. Böylece hiyerarşik bir yapı geliştirilmiş oldu. Bu yapıda farklı bölgelerde farklı IGP protokolleri kullanmak mümkündür.

İnternet'in gelişmesi yazılım konusunda da problemler doğmasına yol açtı. Yeni gelişmelerin yazılımlara da yansıtılması gerekiyordu. Bunun için DARPA, UC Berkeley'i TCP/IP'nin UNIX işletim sistemine uyarlanması konusunda destekledi. Berkeley daha sonra BBN'de geliştirilen TCP/IP kodunu yeniden yazdı. Böylece TCP/IP, UNIX BSD ile uyumlu hale geldi. Bu, araştırma merkezlerinde İnternet'in yayılması açısından son derece önemli bir gelişme olmuştur. Çünkü araştırmalarda en çok kullanilan işletim sistemi UNIX'tir. Böylece İnternet, araştırma kurumlarını da içine alarak büyümüştür.

Internet'in gelişimindeki önemli olaylardan biri de Ocak 1983'te ARPANET'in host protokolünün NCP'den TCP/IP'ye geçmesi olmuştur. Bu tüm makinelere uygulanması gereken bir değişiklik olduğundan uzun süreli bir planlama ile gerçekleştirilmiştir.

1985 yılından itibaren İnternet artık değişik kesimler tarafından kullanılmaya başlanmış, e-mail uygulaması değişik sistemler kullanan değişik kurumlar arasında yaygınlaşmıştır.

Yaygın Altyapıya Geçiş

Internet'in kullanımının yaygınlaşması ile birlikte diğer ticari ve idari kurumlar da kendi ağlarını kurmaya başladılar. Örneğin U.S. Enerji Bakanlığı, ticari kurumlar, eğitim kurumları. Daha sonra BITNET ve USENET gibi yeni ağlar ortaya çıktı. 1985'te Dennis Jennings NSFNET'i (U.S. National Science Foundation NET) oluşturdu.
NSF için TCP/IP protokolü seçildi. Federal kurumlar bugünün Internet'inin şekillenmesi için bir dizi kararlar aldı:
Federal kurumlar, altyapı için gereken maliyeti paylaştılar.

Bu paylaşımı koordine etmek için Federal Networking Council(FNC) kuruldu. Bu kuruluş diğer uluslararası kuruluşlarla birlikte çalıştı. Böylece İnternet'in dünya çapında yaygınlaşması hedeflendi.
1988'de Kleinrock başkanlığında Kahn ve Clark'in da yer aldığı National Research Council(NRC) adlı komite "Ulusal Araştırma Ağına Doğru (Towards a National Research Network)" adlı bir bildiri yayınladı. Bu bildiri hükümetten de destek gördü. Aynı komite 1994 yılında bu kez "Realizing The Information Future: The Internet and Beyond" isimli bir bildiri daha yayınladı. Bunlarla beraber Internet büyüdü ve yedi kıtada toplam 50.000 ağa, Amerika'da ise 29.000 ağa ulaştı. 1990'da ARPANET kullanımdan kaldırıldı.

Internet'in yaygınlaşması amacıyla dokümantasyona büyük önem verilmiş ve tüm protokolleri tanıtan dokümanlar hazırlanmıştır. Bu konuda özellikle RFC (Request For Comments)'ler büyük fayda sağlamıştır.

Internet'in Bugünü

24 Ekim 1995'te FNC (Federal Networking Council) Internet'i tanıtan bir bildiri yayınladı. FNC'ye göre Internet'in tanımı aşağıdaki gibidir :
Internet,
i ) Birbirilerine IP protokolüne dayalı global bir adres uzayı ile lojik olarak bağlı bilgisayarlardan oluşan bir bilgi sistemidir.
ii) TCP/IP veya benzeri IP uyumlu protokoller kullanarak haberleşmeyi sağlar.
iii) Yüksek düzeyli servislere ulaşılmasını sağlar.
Internet, ilk ortaya çıkısında zaman paylaşımlı iken daha sonra kişisel bilgisayar, istemci-sunucu, uçtan uca haberleşme ve ağ bilgisayarı gibi yönlere kaydı. Internet, LAN kavramı ortaya çıkmadan önce tasarlandı ancak günümüzdeki yeni teknolojilerle (örneğin ATM ve çerçeve anahtarlamalı servisler) uyum sağlanmıştır.
Internet'in değişim sürecinin bittiğini söylemek mümkün değildir. Internet, telefon ve televizyon endüstrisi ile ilgisi olmayan sadece bilgisayarları kapsayan bir ağdır. Bilgisayar endüstrisinin gelişmesi ile o da değişime uğrayacaktır. Günümüzde ses ve video için gerçek zamanlı transfere izin verecek şekilde gelişmektedir.
Bu gelişmeler sonucu, Internet telefon ve Internet televizyon gibi yeni uygulamalar ortaya çıkmıştır. Internet'in geleceği ile ilgili en önemli soru teknolojinin nasıl değişeceği değil, değişim prosesinin nasıl yönetileceğidir. Başlangıçta da söylendiği gibi Internet, bir grup tarafından tasarlandı ama bu konu ile ilgili gruplar ortaya çıktıkça bu orijinal tasarıma eklemeler oldu.